Terör örgütü PKK/PYD yöneticilerinden İlham Ahmed’in geçtiğimiz gün yaptığı Irak’ın Süleymaniye kentinde yaptığı açıklamalar gözleri bir kez daha Orta Doğu’daki “Davut Koridoru” planına çevirdi. Amerikan Üniversitesi tarafından düzenlenen 9. Süleymaniye Forumu’nda konuşan terör yapılanmasının yöneticisi Ahmed, Suriye’de “ademimerkeziyetçi bir yönetim” istediklerini belirterek İsrail ile işbirliği yapabileceklerini belirtti. Türkiye’yi bekleyen riskler ile İsrail’in planlarını bir kez daha gündeme getiren açıklamalar sonra gözler Suriye’nin kuzeyine çevrildi.
TÜRKİYE’Yİ ÇEVRELEME
İsrail’in Doğu Akdeniz’den İran sınırına kadar uzanan bu stratejik hatta inşa etmeye çalıştığı “Davut Koridoru”, yalnızca bir güvenlik konsepti değil; aynı zamanda enerji, istihbarat ve askeri denge açısından çok boyutlu bir proje olarak dikkat çekiyor. Bu hattın kalbinde ise terörist PYD/SDG yapılanması önemli bir rol oynuyor. Davut Koridoru” aynı zamanda İran ve Türkiye gibi bölgesel güçlerin çevrelenmesini hedefleyen bir güvenlik konsepti.
HAVA SALDIRILARI DURMUYOR
Koridor, İsrail’in kuzey sınırlarını koruma altına alırken, aynı zamanda İran’ın Suriye ve Lübnan’daki nüfuzunu kesmeyi, Türkiye’nin güneyinde ise bir tampon bölge tesis etmeyi hedefliyor. Davut Koridoru planı kapsamında İsrail’in Suriye içindeki hava saldırıları son 3 yılda yüzde 70 artarken, bu, saldırılar İran’a bağlı milis yapılarla mücadele kapsamında görülse de aynı zamanda “temizleme operasyonları” ile Davut Koridoru güzergâhının hazırlanması olarak da yorumlanıyor.
2.4 MİLYAR DOLAR YARDIM
Stratejistler ise Orta Doğu’daki güç savaşlarının ana ayağını oluşturan petrol ve enerji hatlarına dikkat çekerken, Kobani, Kamışlı, Haseke, Deyrizor, Ayn el-Arab hattını tutan PKK/PYD’nin aynı zamanda toplam bir milyar varillik petrol rezervinin üzerinde oturduğuna dikkat çekiyorlar. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda fiilen bir özerk yönetim tesis ettiğini belirtirken, “ABD destekli 60 bine yakın teröristin elinde zırhlı araçlar, tanksavar sistemleri ve ağır silahlar mevcut. Sadece 2022-2024 arasında SDG’ye yapılan askeri yardımın parasal karşılığı: 2,4 milyar dolar. Suriye’deki petrol rezervlerinin üzerinde PKK yani ABD ile İsrail oturuyor” diyor.
GÜÇ DENGESİNİ ETKİLİYOR
İstihbarat ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz ise Fırat’ın doğusunun tarımsal üretiminin kalbi durumunda olduğuna dikkat çekerken, “Suriye’nin buğday üretiminin yaklaşık yüzde 80’i bu bölgeden karşılanıyor. SDG kontrolündeki bölgelerde yıllık buğday üretimi, 2.5 milyon ton, yıllık arpa üretimi, yaklaşık 1,5 milyon ton civarında. SDG ve YPG’nin bu kaynakları kontrol etmesi, bölgesel güç dengelerini de etkiliyor. ABD ve İsrail, bu kaynakların kontrolü için bölgede etkin bir mücadele yürütüyor” bilgisini veriyor.

FIRAT SUYUNUN ÖNEMİ
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ise Suriye’deki değişimin Fırat Nehri özelinde su politiğini değiştirdiğini belirterek, İsrail’in Fırat suyuna göz diktiğinin altını çiziyor. İsrail istihbaratına yakın kaynaklar ise 2025-2027 arasında Suriye kuzeyinde federatif bir yapının uluslararası zeminde tartışmaya açılabileceğini öngörüyor.
[email protected]
Kaynak: Web Özel
.